13 Ocak 2009 Salı

menopoz diyeti

Dr. Gürkan Kubilay'dan Menopoza giren bayanlar için 7 günlük diyet :

1. GÜN

Sabah: Bir bardak portakal suyu, 5 adet bisküvi, bir dilim peynir
Ara öğün: Bir bardak süt
Öğle: Ispanak-havuç-enginar salatası, iki adet köfte, bir meyve, bir dilim kepek ekmeği
Ara öğün: Bir adet ananas
Akşam: Bir tabak kahverengi pirinçten pilav, bir tabak yoğurt, bir meyve
Ara öğün: Bir avuç sarı leblebi

2. GÜN

Sabah: Bir bardak elma suyu, 3 adet bisküvi, domates, bir dilim peynir
Ara öğün: Bir dilim ananas
Öğle: Bir tabak sebze çorbası, salata, bir dilim kepek ekmeği
Ara öğün: Bir bardak meyveli yoğurt
Akşam: 100 gram balık, bir tabak haşlanmış taze fasulye, bir dilim kepek ekmeği
Ara öğün: Bir bardak süt

3. GÜN

Sabah: Bir bardak süt, bir dilim peynir, bir dilim kepek ekmeği, salatalık
Ara öğün: Bir bardak portakal suyu
Öğle: Bir adet haşlanmış havuç, iki dilim ekmek, bir adet marul, bir meyve
Ara öğün: Bir bardak domates suyu
Akşam: İki dilim hellim peyniri, bir tabak Brüksel lahanası, bir dilim kepek ekmeği
Ara öğün: Bir dilim ananas

4. GÜN

Sabah: Bir bardak ıhlamur, 6 adet zeytin, 2 adet bisküvi, bir dilim peynir, bir meyve
Ara öğün: Bir adet elma ya da üç adet çilek
Öğle: Kaçamak (Dilediğiniz yemek)
Ara öğün: Yarım simit
Akşam: 2 yumurtadan yağsız menemen, salata, bir dilim kepek ekmeği
Ara öğün: Bir bardak süt

5. GÜN

Sabah: Ada çayı, bir dilim beyaz peynir, 1 dilim kepek ekmeği, domates, salatalık, 4-5 zeytin
Ara öğün: 1 dilim ananas
Öğle: Mercimek çorbası, bir dilim kepek ekmeği
Ara öğün: 2 top dondurma ya da yarım simit
Akşam: Bir tabak az zeytinyağlı barbunya, salata, bir dilim kepek ekmeği
Ara öğün: Bir kase elma ve havuç püresi

6. GÜN

Sabah: Bir adet yumurta, bir bardak süt, bir dilim kepek ekmeği, domates
Ara öğün: 2 adet galeta
Öğle: Bir tabak spagetti, salata, bir meyve
Ara öğün: 3 adet kuru incir veya bir meyve
Akşam: 150 gram balık, salata, bir dilim kepek ekmeği
Ara öğün: Bir çay bardağı nar suyu

7. GÜN

Sabah: Meyve çayı, bir dilim beyaz peynir, bir dilim kepek ekmeği, domates, bir meyve
Ara öğün: Bir dilim ananas
Öğle: 200 gram haşlanmış kabak, salata, bir dilim kepek ekmeği
Ara öğün: Bir tabak yoğurt
Akşam: 150 gram bezelye yemeği, bir dilim kepek ekmeği, salata
Ara öğün: Bir bardak süt veya bir meyve

Taylan kümeli Vücudunuzdaki fazla ödem ve şişkinlikten kurtulabilmek için

Vücudunuzdaki fazla ödem ve şişkinlikten kurtulabilmek için şunları yapabilirsiniz:

> Probiyotik yoğurt, iki dilim taze veya konserve ananastan oluşan bir kahvaltı yapın.

> Ananası meyve olarak tercih edebileceğiniz gibi meyve suyu şeklinde de tüketebilirsiniz.

> Ananasın yanı sıra nar ve kivi de ödem atmanıza yardımcı olacaktır. Ara öğünlerde tercih edebilirsiniz.

> Su tüketiminizi artırın. İki-üç litre kadar sıvı almaya gayret edin.

> Bitki çaylarını için. Özellikle tarçın ve karanfille yapılmış çayları tercih edebilirsiniz.

> Spa merkezlerindeki özel ödem atıcı cihazlardan yararlanın. Bu cihazlar soğuk hava akımı sistemleriyle ödem atmanıza yardımcı olacaktır.

> Sauna, buhar odaları ve ılık duşlar da ödem atmanıza yardımcı olabilir.

> Tuz tüketimini kısıtlayın.

> Aşırı karbonhidrat alımından kaçının.

> Yeşil yapraklı sebzelere ağırlık verin.

> Maydanoz ve kiraz sapını kaynatıp suyunu için.

> Meyankökü içeren yiyecekler, alkol, kola, tatlı yiyecekler vücutta ödeme neden olabilecek besinlerdir. Bunlardan kaçının.

12 Ocak 2009 Pazartesi

KAYBEDİLEN AĞIRLIĞIN KORUNMASI

Obezitede diyet tedavisinin çeşitli amaçları vardır. Bunlar;

  • Vücut ağırlığını arzulanan düzeye indirmek: Arzulanan düzey ideal ağırlık veya idealin üzerinde bir ağırlık olabilir. Örneğin; 120 kg ağırlığındaki bir kişinin ideal ağırlığı 70 kg ise bu kişiyi ideal ağırlığa değil de 80 - 90 kg'a indirmek ilk hedef olabilir.
  • Besin öğesi gereksinimlerini yeterli ve dengeli olarak karşılamak,
  • Yanlış beslenme alışkanlıkları yerine doğru beslenme alışkanlıkları kazandırmak,
  • Vücut ağırlığı arzulanan düzeye geldiğinde tekrar kilo alımını engellemek ve sürekli bu düzeyde tutmaktadır.
Obezite tedavisinde ağırlık kaybetme ne kadar önemliyse kaybedilen ağırlığın korunması da o kadar önemlidir. Obez kişiler kilo kaybettikten sonra ağırlıklarını koruyucu programa alınmalıdır. Koruma programında amaç, uzun dönemde ağırlık kazanımını önlemek veya minimum olmasını sağlamaktır. Ağırlık kazanımı en az 2 yıl için en çok 3 kg olmalıdır. Ancak kaybedilen kiloların korunmasının zor olduğu bilinmektedi



Ağırlık Kaybeden Kişi Neden Tekrar Kilo Alır?


Eğer kişi kilo kaybı tedavisi sırasında elde ettiği olumlu alışkanlık değişikliklerini bırakırsa, fiziksel aktivitesi artırarak kilo verdiyse ve tedavi sonrası bu aktiviteleri terk ederse, çok düşük enerjili diyet yaparak kilo verdiyse ve tedavi sonrası aldığı enerjiyi artırırsa, tedavi sonrası kilo koruma programına alınmazsa tekrar kilo alır.

Kilo kaybı tedavisi sonucu elde edilen kilo kayıplarının korunmasındaki başarısızlıktan biyolojik ve psikolojik faktörlerin karmaşık bir etkileşimi sorumlu olabilir. Kilo kaybı adaptif termojenez ve adipoz doku lipoprotein lipaz üretiminin artması gibi fizyolojik mekanizmaları tetikler. Eğer kişi azalmış enerji alımı ve/veya artmış enerji harcamasına yönelik hayat tarzını benimsemezse kilo kaybının korunması zorlaşır


Kişiler Ne Zaman Kilo Koruma Programına Alınmalıdır?


  1. Eğer kişiyi ideal vücut ağırlığına getirmek için yaklaşık %10 ve daha az ağırlık kaybı gerekiyorsa ideal vücut ağırlığına gelindiğinde kilo programı uygulanabilir.
  2. Eğer kişiyi ideal vücut ağırlığına getirmek için yaklaşık %10'dan daha fazla ağırlık kaybı gerekiyorsa %10'luk ağırlık kaybı oluştuktan sonra kilo koruma programı uygulanabilir. Bu %10'luk ağırlık kayıpları bile obezitenin oluşturacağı sağlık sorunlarını önlemede yararlı olabilir. Eğer her obez için ideal kiloya inmek hedeflenirse kişi tedavi bitmeden zayıflama programını terk edebilir.

Genellikle düşük enerjili diyetler ile ilk 6 ayda %5'lik ağırlık kayıpları oluşur. Eğer diyet tedavisine davranış tedavisi ve fiziksel aktivite de eklenirse bu kayıplar %10'a kadar çıkar.

Kilo korumaya alınma zamanı ile ilgili bir başka görüş de, ideal ağırlığa inmek için %10'dan daha fazla ağırlık kaybetmeleri gereken kişilerin mümkün olduğunca maksimum ağırlık kaybı oluştuktan sonra kilo koruma programına alınmalarıdır. Obez kişiler kilo kaybı tedavisinde ne kadar uzun süre kalırlarsa o kadar uzun süre kilo kaybı için gerekli davranışlara bağlı kalırlar.

Yapılan bir çalışmada kilo kaybı tedavisinin 20. ve 40. haftası arasında, yani uzamış tedavi durumunda, kilo kayıplarının ortalama %35 daha fazla olduğu, 40. hafta sonunda terapistlerle ilişki kesildiğinde geri kilo alımlarının olduğu gösterilmiştir. Sonuç olarak, obez kişilerin uzun dönem tedavi sırasındaki yoğun katılımı sonunda fazla öğrenmenin oluştuğu, kaybedilen kiloların kendi kendine başarılı bir şekilde kontrolünün ve korunmasının sağlandığı görülmüştür. Buna benzer sonuçların olduğu çalışmalar vardır.


Ağırlığı Koruyucu Diyetler Nasıl Olmalıdır?


  1. Kilo kaybı için enerjisi sınırlı diyetler başarılı olurken kilo korumada ise miktarı sınırlandırılmadan (ad-libitum) verilen düşük yağlı diyetler daha başarılı olmaktadır. Yapılan çalışmada düşük enerjili diyetle ortalama 13.6 kg kaybeden kişiler rastgele iki gruba ayrılmışlardır. Birinci grup düşük yağlı ad-libitum bir diyet alırken, ikinci grup düşük enerjili karışık bir diyet almışlardır. Bir yıl sonunda, her iki grupta da ağırlık kazanımı çok az olmuştur. Ancak, 2 yıl sonunda, düşük yağlı ad-libitum diyet alan grupta ağırlık kazanımı ortalama 5.4 kg olurken düşük enerjili karışık diyet alan grupta ise ağırlık kazanımı ortalama 11.3 kg olmuştur.
  1. Kilo kaybını sağlarken enerji sınırlaması fazla olmayan (en az bazal metabolizma düzeyinde) diyetlerle kişiler uzun zamanda zayıflatılmalıdır. Bu şekilde zayıflayan kişiler daha sonraki yaşantılarında daha çok yiyerek ve daha uzun süre kilolarını koruyabilirler. Aksi taktirde, alınan enerjinin azlığı oranında bazal metabolizma hızı da azalır.

Ağırlık kaybı sırasında oluşan bazal metabolizma hızındaki azalma için açıklanan 2 etken vardır. Bunlar; vücut kitle kaybından olduğu tahmin edilen enerji gereksinmesinde bir azalma ve yağ oksidasyonu için kapasitenin azalmasıdır.



Kilo Korumada Başarı Nasıl Anlaşılır?

Başarılı bir kilo korumada gerekli yöntemlerin daha iyi anlaşılması içi, kilo verme ve korumada başarılı olmuş kişilerin incelemek gerekir. Bu kişiler incelendiğinde kilo verme ve korumada; düzenli fiziksel aktivitenin, kendi kendini izlemin ve diyete uymada sorunlarla baş etme becerilerinin önemli olduğu belirlenmiştir.


Yapılan bir çalışmada, Ulusal Kilo Kayıtları'nda seçilebilir olan (seçilebilirlik kriterleri: >18 yaş, >13.6 kg ağırlık kaybı, >1 yıl kilo koruma) ortalama 30 kg kaybetmiş ve 5 yıl içinde en az 13.6 kg'lık kilo kaybını korumuş 629 kadın ve 155 erkek, toplam 784 kişi çalışmaya katılmıştır. Bu kişilere kilo verme yöntemleri sorulduğunda, %55'i profesyonel bir yardımla, %45'i ise kendi başlarına kilo verdiklerini söylemişlerdir. Ayrıca, bu kişilerin %89'unun diyetle beraber fiziksel aktivite de yaparak kilo verdikleri belirlenmiştir. Bu kişilere kilo verirken yaptıkları diyet sorulduğunda; %87.6'sı belirli besinlerin tip ve sınıflarını, %44.2'si besinlerin miktarlarını, %33.1'i yağdan gelen enerjiyi sınırlandırdıklarını, %43.7'si ise enerji hesapladıklarını söylemişlerdir. Kişilere kilo koruma yöntemleri sorulduğunda; ortalama günlük 1400 kalori tükettiklerini, enerjinin yağdan gelen oranının ortalama %24 olduğunu, fiziksel aktivite ile harcanan enerjinin ortalama günlük 400 kalori olduğunu söylemişlerdir. Kişilerin %48'i bisiklete binme, %25.6'sı aerobik egzersiz, %11.5'i tread-mill (koşu bandı) üzerinde koşma veya yürüme, %2.8'i ise sırt çantasıyla uzun yürüyüş gibi aktivitelerle enerji harcadıklarını söylemişlerdir. Ayrıca, kilo koruma için yaptıkları diyet sorulduğunda, kişilerin %92'si belirli besinlerin alınımını, %49.2'si besinlerin miktarlarını, %38.1'i ise enerjinin yağdan gelen oranını azalttıklarını söylemişlerdir.

Sonuç olarak, diyet ve egzersizle verilen kiloların yine aynı yöntemlerle uzun süre korunabileceği belirlenmiştir.

Uzman Diyetisyen
M. Turgay KÖSE

9 Ocak 2009 Cuma

Hayatınızın geri kalanı boyunca ne yemelisiniz?

Yaşlanmayı engelleyen, enerji veren, libidoyu arttıran, kalbi güçlendiren, kilo almanızı önleyen, yaş guruplarına göre düzenlenmiş beslenme planı…

20’Lİ YAŞLAR

Stresle mücadele yılları

Kadınlar, haftada 70 saat çalışmaları, geri kalan vakitlerinde de sürekli erkek arkadaş değiştirmeleri ve gece geç saatlere kadar barlarda eğlenmeleri nedeniyle, ilk depresyon belirtilerini 20'li yaslarda göstermeye başlıyor. Bunun faturası ise sadece zihne çıkmakla kalmıyor. Stres yüklü bir yasam tarzı genellikle şeker, yağ ve kaloriyle dolu yalapşap bir beslenme tarzına yol açıyor. Bu yüzden, vücudumuzun gerçek potansiyelinden de yararlanamıyoruz. 20'li yaşlar yeni kemikler geliştirmek için son sansın. Çünkü 30 yasına geldiğinde iskelet sistemin oturmuş oluyor. Kötü beslenme, sadece kemiklerinin gelişimini kısıtlamakla kalmayarak, bu dönemde ya da ileriki senelerde hastalığa yakalanma, kilo alma ve sinir rahatsızlığı geçirme riskinin artmasına da neden oluyor. Bütün bu olumsuz etkilere karsı mücadele etmek senin elinde: Beslenmene dikkat et.

20'li yaşlar

SORUN: Düzgün beslenecek vakit yok
İs hayatı, erkek arkadaşlar, sosyal hayata vakit ayırma çabaları... Sağlıklı beslenmeyi bir kenara bırak, beslenmek için kimin vakti var ki?

ÇÖZÜM: Tek bir paket içerisinde mükemmel şekilde dengelenmiş protein, karbonhidrat ve sebze içeren mikrodalga dostu yiyecekleri tercih edebilirsin. Amerikan Diyet Birliği sözcüsü olan beslenme uzmanı Constance Brown-Riggs'e göre, donmuş bir gıda seçerken, şu özelliklerin aranması gerekiyor: içerdiği sodyum miktarının 450 miligramdan az olması, her 100 kalori başına en çok bir gramı doymamış olmak üzere toplam en fazla üç gram yağ içermesi. Bonus: Harvard’lı bilim adamlarına göre, yenilen sebze miktarının günde bir porsiyon arttırılması, kalp krizi riskini yüzde dört oranında düşürüyor.








SORUN: Spor kazaları
İster top peşinde koşmayı seviyor, ister spor sahasında buluşan arkadaşlarına ayak uyduruyor ol, dizindeki ön çapraz bağlardan (ACL) birini yırtma ihtimalin, aynı yaş grubundaki bir erkeğe kıyasla yedi kat daha fazla.

ÇÖZÜM: Et. Kasları en iyi besleyen gıda. Et, bolca protein ve keratin içerir. Bunlar ise kas oluşumunu sağlar. Kaslar da tendonlar ve eklemlerin çevresine sarılmış bir balonlu koruyucu ambalaj görevi görür. Bağ dokusu dostu şu acılı Meksika usulü salata tarifini deneyebilirsin: 125 gram tamamen yağsız dana kıymasını orta ateşte pişir. Et pişerken, üstüne karabiber, iki çay kaşığı kırmızı toz chili biber ve biraz da acı sos serpiştir. Eti, küp küp doğranmış bir adet domatesi ve iki yemek kaşığı az yağlı peyniri, marul yapraklarının üstüne yerleştirdikten sonra üzerine biraz salsa sosu dök.


SORUN: Kemiklerinin gelişme süresi dolmak üzere
Bu, iskeletini güçlendirmek için sahip olduğun son fırsat. 30'una geldiğinde elinde ne varsa onunla yetinmen gerekecek.

ÇÖZÜM: Her gün, 250 mll'lık iki bardak süt iç. Sütün, D Vitamini takviyeli ve az yağlı olsun. Böylece 581 miligram kalsiyum ve 5 mikrogram D Vitamini alacaksın. Bu, kırılmaya karşı dirençli, sağlam kemikler geliştirmek için mükemmel bir besin kombinasyonudur. Araştırmalara göre, sosyal sigortalardan emekli olana kadar sırtını dimdik tutmanı sağlayacak olan magnezyum, K Vitamini ve fosfor maddelerinin her üçünü birden içermenin yanı sıra, kâse başına, azımsanamayacak bir oran olan 43 miligram kadar da kalsiyuma sahip olan brokoli de mönünde yer almayı hak ediyor. Brokoliyi sade yemek tatsız tuzsuz mu geliyor? Amerikan Diyet Birliği sözcüsü Kerry Neville'e göre, kemik dostu bir garnitür hazırlamak istiyorsan, brokolinin üstünü az yağlı eritilmiş cheddar peyniri tabakasıyla kaplayabilirsin.


SORUN: Farkına varılmayan depresyon
Red Bull içmek moralini geçici olarak yükseltebilir ama uzun vadede ruh halini değiştirmeyecektir.

ÇÖZÜM: Her gün bir kaşık çekilmiş keten tohumu ye. Keten tohumu, en iyi alfa linoleik asit (ALA) kaynağıdır. Araştırmacılara göre alfa linoleik yağ asidi, beyin zarının daha iyi çalışmasını sağlıyor. Beyin zarı ise, beynin, haz sinyalleri de dâhil olmak üzere, duyulardan gelen her türlü bilgiyi işlediği bölge. Keten tohumu kotanı doldurmak için salata, sebze ve gevreklerin üzerine serpiştirebilir veya smoothie ya da shake türü içeceklerin içine karıştırabilirsin.



30'lu yaşlar

SORUN: Aşınan eklemler
Artrit'in (eklemlerde vücut tarafından üretilen bir iltihap), ileriki yıllara kadar oluşmamasına rağmen, artrite yol açan hasarlar bu yıllarda oluşmaya baslar.

ÇÖZÜM: Her hafta, 150 gramlık üç porsiyon soğuk su balığı ye. Özellikle de somon, uskumru, alabalık, pisi balığı ve beyaz etli ton balığı. Bunların her bir porsiyonu, 1.000 miligramdan fazla OHA ve EPA omega-3 yağ asitleri içerir. İngiltere’de gerçekleştirilen küçük bir araştırmada, her gün bu miktarda balık yağı yenildiğinde, eklem değiştirme ameliyatına girmesi gereken hastaların büyük bir çoğunluğunda, kıkırdak ile beslenen enzimlerin miktarının azaldığı görülmüş.


SORUN: Ciltteki Kırışıklıklar
Yaşlanmakla ilgili bir sorunun yok. Daha akıllısın, daha olgunsun ve hayattan daha çok keyif alıyorsun. Ancak, yüzünde belirmeye başlayan küçük çizgiler keyfini kaçırıyor.

ÇÖZÜM: Marketteki fasulye reyonuna uğra. Avustralya'da, yaşı ilerlemiş 453 kişi üzerinde yapılan bir araştırmaya göre, daha fazla baklagil ve sebze yiyenlerde, daha az kırışıklık ve güneşle bağlantılı daha az cilt rahatsızlığı görüldü. Fasulye, vücudun, güneşe ve hava kirliliğine maruz kalmanın neden olduğu, cilde zarar veren moleküllerle ve serbest radikallerle başa çıkmasına yardımcı olan antioksidanlardan bol miktarda içerir. Buzdolabında, her zaman humus bulundur. Çorbaların içine börülce, makarna soslarının içine mercimek kat. Bu baklagilleri, kuşkonmaz, brokoli, kereviz, patlıcan, soğan ve ıspanak gibi cilt dostu, antioksidan bakımından zengin sebzelerle birlikte ye.





SORUN: Fazla uykucusun
Çalıştığın şirkette kariyer basamaklarını tırmanıyor hatta belki de evleniyor ve çocuk yapıyorsun. Kaynananla, emekli olmaya çalışmakla ve konut kredisi ödemelerinle uğraşıyorsun. Vücudun, son noktasına kadar stres ve yorgunluk yüklü. Üstüne üstlük seks hayatın da her yeri paslanmış bir traktörden daha canlı değil.

ÇÖZÜM: Fındık fıstık deyip geçme. Fındık, fıstık ve ceviz, bol miktarda E vitamini içerir. E vitamini, bağışıklık sistemini güçlendiren ve sen sağda solda koşuşturdukça azalan bir antioksidandır. Bu yiyecekler ayrıca ağızlarına kadar B vitaminiyle doludur. Bu vitamin ise vücudunu, yüksek tansiyon ve hormon bozuklukları gibi, stresin fiziksel tesirlerine karsı korur. Yemişler aynı zamanda, kan akışını iyileştiren bir amino asit olan arjininden de bol miktarda içerir, Arjinin, kan akısını iyileştirerek, ölü gibi yorgunken bile yorgunluğunu üstünden atmana ve vücudunun, bulutların üstünde uçuyormuşçasına enerjiyle dolmasına yardım eder. Her gün bir avuç yemiş yemen yeter. Yoğurdun, salatanın ya da yulaf gevreğinin üzerine serpiştirebilir ya da sade olarak atıştırabilirsin.



SORUN: Sahtekâr bir metabolizma
Daracık jeanlerin, haftalardır yıkanmamalarına rağmen sanki kurutma makinesinden yeni çıkmış gibiler. Üstelik de deli gibi spor yapmana rağmen. Yapılması gereken her şeyi yaptığın için ince kalmaya mahkumsun gibi görünüyor ama metabolizman biraz yağ biriktirmek için arkandan dolaplar çeviriyor.

ÇÖZÜM: Az şeker, bol protein içeren atıştırmalıklar, metabolizmana sürekli yakacak bir şeyler vererek, açlıktan yemeklere saldırma ihtimalini azaltacaktır. Her gün bir dilim (40 gram) sert peynir ye (Cheddar, İsviçre ya da kaşar peyniri yemeyi tercih edebilirsin). Bir dilim peynirde, 11 gram protein vardır ve hıc seker yoktur. Böylece, kan sekerini kontrol altında tutmuş olursun, istersen peynir yerine az yağlı sade yoğurt ya da bir dilim kurutulmuş et yiyebilir veya badem dediğimiz o sihirli yemişlerden bir avuç tüketebilirsin.






40'lı yaşlar

SORUN: Beynin kilitlenmesi
Şirket tatilinde, iş arkadaşlarının çocuklarının isimlerini hatırlaman artık biraz daha uzun sürüyor.

ÇÖZÜM: Blenderin tozunu al ve su malzemeleri bir güzel karıştır: Yarım bardak DHA takviyeli az yağlı süt, bir bardak yaban mersini (istersen bunun yerine böğürtlen de koyabilirsin), bir bardak vişne suyu (biz, tamamen doğal olan meyve sularını tercih ediyoruz) ve bir avuç kırılmış buz. Yaban mersini ve vişne, daha iyi bir hafızaya sahip olmaya yardımcı olduğu söylenen antosiyaninler bakımından son derece zengindir (Bunun bilimsel açıklaması biraz karışık ama bilim adamları, beyindeki nöronların daha iyi iletişim kurmalarını sağladığını düşünüyor). DHA takviyeli süt, bunama riskini azalttığı kanıtlanan omega-3 yağ asidinden yeterli miktarda almanı sağlar. Bu nedenle, bu malzemelerin hepsini istediğin gibi kullanabilirsin.


SORUN: Kansere Yakalanmaya Eğilimli bir cilt
Üstünde daracık bir bikini ve iki koruma faktörlü bir güneş yağı ile yıllarca güneşin altında yattın durdun. Şimdi ise bu davranışının ceremesini çekme vakti geldi.

ÇÖZÜM: Melanomun korkutucu bir rahatsızlık olduğu doğru ama yediğin gıdalar bu rahatsızlığa yakalanmanı önleyebilir: Ulusal Kanser Enstitüsü'ndeki araştırmacılar, yüksek miktarda karotenoid (bitkilerde doğal yoldan mevcut olan pigmentler) alan kişilerin cilt kanserine yakalanma riskinin, az miktarda alanlara göre çok daha düşük olduğunu keşfetmiş. DSM Nutrıtional Products'tan Doktor Regina Goralczyk'e göre, "bitkide bulunan pigment, vücudun içindeki kan dolaşımı yoluyla cilde aktarılıyor ve burada, güneş ışığının zarar verici etkileriyle savaşmaya yardımcı oluyor". Cilt kanserine karşı önlem olarak her hafta iki tane tatlı patates ye. Böylece bol bol betakaroten almış olursun. Havuç ve kavun da mükemmel betakaroten kaynağıdır


SORUN: Kasların büzülmesi
İyice yumuşadın. Kol, bacak ve kalçaların pamuk gibi oldu. Bunun nedeni, yaşın ilerledikçe kas kütlenin azalmaya devam etmiş olması.

ÇÖZÜM: Ton balığı. En iyi protein kaynaklarından biri. Kas oluşumu sağlayacak şu yemek tarifiyle daha sağlıklı bir vücuda kavuşabilirsin: 100 gram ton balığını zeytinyağıyla fırçala, taze çekilmiş karabiberle hafifçe terbiye et ve önceden ısıttığın ızgaraya bir güzel yerleştir. Balık en fazla orta pişmiş kıvama gelene kadar, iki yüzünü de dört, beş dakika pişir. Bu arada, üç çorba kaşığı fıstık ezmesi, bir çorba kaşığı limon suyu, bir çorba kasığı balsamik sirke, bir çay kaşığı esmer şeker ve iki çorba kaşığı suyu bir kabın içerisinde karıştırıp mikrodalgada 30 saniye kadar ısıttıktan sonra ton balığının üstüne dök.







SORUN: Gözlerin zayıflaması
Görmeni sağlayan bu yuvarlaklar hâlâ mükemmel konumda olsalar bile, görme kaybına neden olan iki göz sorunu olan katarakt ve makula dejenerasyonu bu yıllarda gelişmeye başlayabilir. (Bilim adamlarının henüz keşfedemedikleri bir nedenden dolayı, kadınların makula dejenerasyonuna yakalanma riski erkeklere göre daha yüksek.)

ÇÖZÜM: Belki de artık yeşil beslenmenin önemini duymaktan bıktın ama gözlerin söz konusu olduğunda başka şansın yok. Karalahana, göbeksiz lahana, ıspanak ve şalgam yaprakları, ultraviyole güneş gözlüğü işlevi gören lütein ve zeaksantin içerir. Makula Dejenerasyonu Ortaklığı direktörü Judith Delgado ya göre, bu antioksidanlar, gözlerimizi, katarakt ve makula dejenerasyonuna neden olan UV ısınlarına karsı koruyor. 15 hafta süren bir araştırma, bol miktarda lütein ve zeaksantin içeren bir diyetle beslenen kişilerin gözlerinin daha yüksek bir maküler pigment yoğunluğuna sahip olduğunu ortaya koydu. Bunun, makula dejenerasyonuna karşı koruma sağladığı kanıtlandı. Araştırmalar, her gün bunlardan altı miligram yemenin gözleri korumaya yeteceğini ortaya koyuyor. Yeşil beslenmenin faydası burada ortaya çıkıyor: Bir kase doğranmış karalahananın içinde 26,5 miligram lütein ve zeaksantin var. Ispanağın üstüne zeytinyağı dök ve yediğin sebzeleri mutlaka zeytinyağıyla sotele. Sağlıklı yağlar, vücudunun, antioksidanları daha iyi emmesine yardımcı olur.






30’LU YAŞLAR

Yağları eritme yılları

20’li yaşlarında, gece yarılarına kadar içtikten sonra bir büfeye gidip atıştırdığın şeyleri yakabilmeni sağlayan metabolizman artık yavaşlamaya başlıyor. Tartının gösterdiği rakam artmasa bile, elbisenin etiketinde yazan beden, büyük ihtimalle artmaya başlamıştır. American Journal of Clinical Nutrition'a göre, kilolarını korumayı başaran kişilerde bile, yağsız vücut kütlelerinin yerini, yıllar geçtikçe bir yağ kütlesi almaya başlıyor. Vücudun çeşitli yerlerinin sarkmaya başlaması, karşılaştığın tek tehlike değil. 30’lu yaşlardan itibaren her 10 yılda bir, sistolik tansiyon da dört puan yükseliyor ve eklemler sorun çıkartmaya başlayabiliyor, iyi haberlerimiz de var: Eski kuşakların yaşlanmanın bir parçası olarak kabul ettiği rahatsızlıkların sırtını yere getirebilirsiniz.




40’LI YAŞLAR

Hastalıklarla savaş yılları

Bugüne kadar, en olası ölüm sebebin sokakta yürürken kafana düŞen piyanoydu. Oysa artık kalp krizi ve kanser gibi ürkütücü kelimeler, kadınların karşılaştıkları önde gelen sağlık sorunları haline gelmeye başladı. 50'li yaslara yaklaştıkça, körlüğün en önemli nedeni olan makula dejenerasyonu gibi, ölümcül olmamasına rağmen ciddi sorunlar yaratan rahatsızlıklara yakalanma riski de artıyor. Üstelik 30'lu yaslarında kilo almamayı başarmış olsan bile, bel ölçünü kontrol altında tutmak, bu yaşlara gelindiğinde daha da zorlaşıyor. Çözüm: Vücudunun doğal düşmanlarına karsı önleyici bir savaş açmak. Silahların: Bir çatal ve bir bıçak.
















7 Ocak 2009 Çarşamba

iştah Kesen Yiyecekler


iştah Kesen Yiyecekler

Diyet yapmanın en zor tarafı, sevdiğimiz bir çok yiyecekten vazgeçmek zorunda kaldığımız gibi üstüne bir de iştahımızla baş etmek zorunda kalmamız. Bu gibi durumlar için iştah kesen besinleri bilmemiz gerekiyor...

1. Karnabaharı ve brokoliyi hafifçe haşlayarak yoğurt ile tatlandırın. Bu karışım lif bakımından zengin olduğu için sizi uzun süre tok tutar.

2. Salatalığı iyice yıkayın ve kabukları ile birlikte ince dilimler halinde kesip üzerine bol bol dereotu serpin. Bu sebzenin kalorisi yok denilecek kadar az ve oldukça tok tutucudur.

3. Tatlı olarak 250 gr. mor eriği biraz tarçın ile haşlayın. Bu meyve früktoz açısından oldukça zengin olmakla birlikte tatlı ihtiyacınızı da karşılayacaktır.

4. Albümin iştahı kapatır. Bir porsiyon yeşil fasulyeyi 20 dakika suda haşlayıp sirke, karabiber ve biraz tuz ile tatlandırın. İsterseniz yağsız krema da katabilirsiniz.

5. 200 gr. ananası incecik doğrayın ve süzgeçten geçirin. İçine 100 gr. kefir ve taze nane ekleyin. Ananasın içindeki enzimler, protein sindirimini hızlandırdığı için oldukça doyurucudur. Ayrıca selülit oluşumunu da önler.

6. Kendinize yeşil salata, uskumru ya da ton balığı, kivi ve portakaldan oluşan bir ziyafet hazırlayın. Balığın içeriğindeki İyot, tiroit bezinin işlevlerini hızlandırdığı için açlık hissi giderilir.

7. Öğünler arasında acıktığınız zaman kuru erik yiyin. Kuru erik kan şekerinin düşmesini önler. Ancak fazla abartmayın. Çünkü bir kuru erikte 8 kalori var.

8. Haftada iki yumurta yiyin. Çünkü yumurtada bol miktarda triptofan var. Bu da neşenizin yerine gelmesini sağlar.

9. 1 demet maydanozu blenderden geçirerek sebze suyu ile karıştırın. Bir-iki damla acı biber sosu ilave edin ve bunu bir güzel için. Bu içeceğin içindeki C vitamini ve bitkisel maddeler yağ yıkımını kolaylaştırır.

10. Kırmızı elmayı ince dilimler halinde keserek 1 çay kaşığı kıyılmış ceviz ve yarım çay kaşığı yonca balı ile karıştırın. Bu karışımın içeriğindeki değerli lifler hem doyurucu hem de bağırsakları çalıştırıcı etki gösterir.

11. Yağsız kaşarı ince ince dilimleyerek siyah zeytinle süsleyin. Üzerine 1 yemek kaşığı sirke dökün. Bu, birkaç saat için açlığınızı giderecektir.

12. Karaciğerlerinizi çalıştırmak için 10 adet enginar kökünü, içine 1 doğranmış soğan, karabiber tanesi ve yarım limon katılmış su ile haşlayın. Daha sonra 1 çay kaşığı bal, iki sap kekik ve biraz limon suyunu kaynatın. Enginar köklerini süzerek hazırlamış olduğunuz karışımın içinde biraz pişirerek çıkarın.

13. Bol bol böğürtlen yiyin. Böğürtlen sizi hem neşelendirir, hem de tok tutar. Kan şekerinizin yükseleceğinden korkmayın. Çünkü böğürtlenin içindeki doğal şekerler kan şekerini hiçbir şekilde etkilemez.

14. Kahvaltıda armut yiyin. Armudu rendeleyin ve yulafa katın. Bu karışıma biraz da yoğurt ilave edin. Armudun içindeki früktoz uzun süre açlık hissetmemenizi sağlar.

15. Günü canlı geçirmek için kendinize yulaf ezmesi hazırlayarak içine kuru meyveler katın. Bu, karbonhidrat ihtiyacınızı karşılayacaktır.

16. Kendinize portakal ve 50 gr. ıspanak yaprağı ile bir salata hazırlayın. Salatayı 50 gr. yağsız yoğurt, bir tutam tuz ve karabiberle yaptığınız bir sosla tatlandırın. Hem enfeksiyonlara karşı korunun hem de midenizi doyurun.

17. Meyve suyunun içine katacağınız soda, magnezyum ihtiyacınızı karşılayarak açlığınızı giderecektir.

18. Bezelyenin içeriğinde de bulunan albümin, iştahınızı kapatmak için iyi bir besindir. Bu sebeble sık sık bezelye çorbası için.

1 Haftada 2 Kilo Verdiren Diyet


Diyet

1 haftada 2 kilo verdiren diyet. Dikkat etmeniz gereken nokta ise hızla kilo verdiren bu diyet programını sürekli olarak yapmamanız.

1. GÜN
Sabah : 1 şekerli kahve
Öğle : 2 katı yumurta, 100 gram haşlanmış ıspanak, 1 domates
Akşam : 200 gram biftek, yeşil salata

2. GÜN
Sabah : 1 şekerli kahve
Öğle : 1 dilim salam, 100 gram yoğurt
Akşam : 200 gram biftek, yeşil salata, 1 meyve

3. GÜN
Sabah : 1 şekerli kahve
Öğle : Haşlanmış ıspanak, 1 domates, 1 meyve
Akşam : 2 katı yumurta, 1 dilim salam, yağsız yeşil salata

4. GÜN
Sabah : 1 şekerli kahve, 1 dilim kızarmış ekmek
Öğle : 1 katı yumurta, 1 rendelenmiş havuç, 25 gram yağsız peynir
Akşam : Yarım bardak portakal suyu, 100 gram yoğurt

5. GÜN
Sabah : 1 rendelenmiş havuç
Öğle : 200 gram limon ve tereyağlı haşlanmış balık ya da ton balığı
Akşam : 200 gramlık biftek, salata, brokoli

6. GÜN
Sabah : 1 şekerli kahve
Öğle : 2 katı yumurta, 1 rendelenmiş havuç
Akşam : 200 gram derisi alınmış tavuk, salata

7. GÜN
Sabah : Şekersiz çay
Öğle : 100 gram ızgara et, taze meyve
Akşam : Hiç bir şey

Sağlıklı Günler

4 Ocak 2009 Pazar

Lahana Çorbası Tarifi


Beyaz Lahana

Beyaz lahananın hem çok bir antioksidan yani kansere karşı koruyucu hem de zayıflatıcı bir sebze olduğunu biliyor muydunuz? Lahana çorbası tarifi ile hem zayıflayacak hem de bağışıklık sisteminizi güçlendireceksiniz.

Malzemeler,

6 adet taze soğan,
6 adet küp şeklinde doğranmış domates,
2 adet dolmalık yeşil biber,
1 demet maydanoz,
1 demet dereotu,
1 adet beyaz lahana,
3 adet soğan, tuz, karabiber, köri, kırmızı biber.

Hazırlanışı,

Sebzeleri yıkayıp, küçük parçalar halinde doğrayın.
Hepsini tencereye koyup 2 litre suda 10 dakika pişirin.
Sonra 30 dakika kısık ateşte pişirin.

Afiyet Olsun